Geçtiğimiz günlerde İstanbul Valiliği, okulların açılmasına kısa bir süre kala sahipsiz hayvanların toplanması talimatını içeren bir genelgeyi ilgili belediyelere ve kamu kurumlarına iletmişti. Genelgede, Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği’ne atıfta bulunularak, yerel yönetimlerin sokak hayvanlarını toplayarak bakım evlerine götürme yükümlülüğüne dikkat çekilmişti.
Valilik önünde toplanan hayvan hakları savunucuları ise, bu adımın kamu güvenliğini sağlamaktan ziyade hayvanların yaşam hakkını hiçe saydığını belirtti. Protesto sırasında “Hayvan cinayetleri politiktir”, “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” gibi sloganlar atıldı, basın açıklaması ise eş zamanlı olarak işaret diliyle de aktarıldı.
‘SOKAKLARIN TEHDİDİ HAYVANLAR DEĞİL’
Basın açıklamasında sokak hayvanlarının değil, sistematik şiddet kültürünün toplum için tehdit oluşturduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sokaklar, köpekler nedeniyle değil, cezasızlıkla ödüllendirilen şiddet failleri nedeniyle güvensiz. Kadınlar her gün erkek şiddetiyle öldürülüyor; çocuklar yoksulluk, istismar ve geleceksizlikle baş başa bırakılıyor. İktidar ise tüm bu sorunların üzerini örtmek için sokak hayvanlarını hedef haline getiriyor.”
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun da eleştirildiği açıklamada, barınaklarda yaşanan ihlallerin ve hayvan ölümlerinin görmezden gelindiği ifade edildi. Ayrıca, çocuk haklarının sistematik olarak ihmal edildiği bir ortamda, çocukların güvenliği gerekçe gösterilerek hayvanların öldürülmesinin çelişki olduğu vurgulandı.
Açıklamanın sonunda yerel yönetimlere de çağrıda bulunuldu:
“Toplumu kutuplaştıran, yaşam hakkını hiçe sayan politikaların uygulayıcısı olmayın. Tür ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm canlıların yaşam hakkını savunun. Biz sokaktaki dostlarımızdan vazgeçmiyoruz.”
Hayvan hakları savunucuları, benzer genelgelere ve uygulamalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek eylemlerini sonlandırdı.
