“`html
Emtia Piyasasında Geride Kalan Haftanın Etkileri
Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı Donald Trump’ın “kurtuluş günü” olarak adlandırdığı tarife açıklamaları ve özellikle Çin’in karşı hamleleri ile artan risk algısı, emtia piyasalarında satış baskısının yükselmesine sebep oldu.
Küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği ve enflasyonu artırabileceği endişeleri, risk algısını besleyerek piyasalarda hızla düşüşlere neden oldu. ABD’nin misillemelere yanıt olarak daha sert tarifeler getireceğini açıklaması ve Çin’in ek vergi kararları, ticaret savaşının derinleşeceği şüphelerini güçlendirdi.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ülkelere tarifelere karşılık vermemelerini önerirken, böyle bir durumda daha yüksek gümrük vergisi oranlarının hayata geçirilmeyeceğini ifade etti.
Bu gelişmelerin ışığında, tahvil piyasalarında alış yönlü bir hareket gözlemlenirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, Ekim 2024’ten bu yana en düşük seviyesi olan %3,9150’yi gördü.
Diğer yandan, Trump’ın tarifelerinin fiyatları yükseltebileceği üzerine endişeler devam ederken, Fed Başkanı Jerome Powell, yüksek tarifelerin önümüzdeki çeyreklerde enflasyonu artıracağını belirtti. Powell, Trump’ın tarifelerinin beklenenden daha büyük etkiler yaratabileceği ve bu durumun hem enflasyon hem de yavaş ekonomik büyüme riski taşıdığına dikkat çekti.
Çin ise Trump’ın tarifelerine karşılık olarak %34 oranında ek vergi uygulayacağını ve bazı nadir toprak elementlerinin ihracatını kısıtlayacağını duyurdu. 4 Nisan itibarıyla samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lütesyum, skandiyum, itriyum ve alaşımlarının yer aldığı 7 nadir metal, kontrol altına alınan ihracat listesine alındı.
Çin Ticaret Bakanlığı, 27 ABD şirketini ihracat kontrolü veya yasağı listesine eklerken; 16’sının askeri-sivil ikili kullanımı olan ürünler nedeniyle, 11’inin ise “güvenilmez varlık” listesi çerçevesinde yaptırımlara tabi olduğu belirtildi. Bu adımlarla, Çin’in ulusal güvenliğini korumak ve uluslararası silah yayılmasını engelleme yükümlülüklerine vurgu yapıldı.
Trump, Çin’in “yanlış oynadığını” ifade ederek, politikalarında geri adım atmayacağını açıkladı.
Küresel Satış Baskısı ve Altın Fiyatları
Altın fiyatları, cuma günü %2’yi aşan düşüşle haftalık kazancını kaybetti. Ticaret savaşına dair artan endişeler, küresel resesyon beklentilerini güçlendirirken, güvenli liman olarak görülen altın da bu satış dalgasından nasibini aldı.
Analistler, yüksek likiditeye sahip altının, hisse senetlerindeki sert düşüşler sonrasında yatırımcıların zararlarını telafi etmek amacıyla satıldığını belirtiyor. Ayrıca, risk ortamlarının artması durumunda marj çağrılarının (margin call) karşılanmasında altın sıkça satışa sunuluyor. Bu tür hareketlerin piyasalarda olağan olduğunu vurguladı.
Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, altın fiyatları 2025’in başlangıcından itibaren %15,3 oranında değer kazandı. Bu artışta merkez bankalarının alımları ve jeopolitik belirsizliklere karşı artan güvenli liman talebinin etkili olduğu kaydediliyor.
Kurumlar arasında; geçen hafta HSBC, siyasi ve jeopolitik risklere dikkat çekerek 2025 ve 2026 yılları için altın fiyat tahminlerini ons başına sırasıyla 3.015 ve 2.915 dolara yükseltti. Daha önceki tahminleri sırasıyla 2.687 ve 2.615 dolardı.
Öte yandan, gümüş fiyatlarındaki düşüş, jeopolitik risklerden etkileniyor; ancak endüstriyel alanda yoğun kullanımı nedeniyle fiyatlarında satış baskısı oluşuyor. Geçtiğimiz hafta ons bazında, altın %1,6, platin %6,7, gümüş %13,4 ve paladyum ise %5,9 değer kaybetti.
Bakır Fiyatlarında Düşüş ve Petrol Piyasası
Bazı metaller direkt olarak tarifelere tabi olmasa da, tarifelerin etkileri hissediliyor. özellikle Çin’in misillemeleri sonrasında ticaret savaşları ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyerek baz metallere olan talepte azalmaya yol açabilir. Geçtiğimiz hafta bakır fiyatları, Eylül 2011’den bu yana en yüksek haftalık değer kaybını yaşadı.
Piyasalardaki baz metallere ilişkin fiyatlar, geçen hafta tezgah üstü piyasada konuşlanarak, bakırda %14,1, nikelde %10,5, çinkoda %6,8, kurşunda %5,5 ve alüminyumda %6,3 azalma gösterdi.
Geçen hafta petrol fiyatları da Trump’ın tarifeleri, OPEC açıklamaları ve Çin’in misillemeleri sebebiyle değer kaybetti. Trump’ın tarifelerinin küresel büyümeye olumsuz etki edeceğine dair kaygılar yanı sıra, OPEC + grubu üretim artış kararlarını tazeleme niyetinde olduğunu duyurarak talep daralması ile arz fazlası endişelerini artırdı.
OPEC +, 3 Nisan’da yaptığı açıklamada, günlük 2,2 milyon varillik gönüllü üretim kesintilerini kademe kademe sonlandıracağını belirterek, mayıs ayında günlük 411 bin varillik bir üretim artışı gerçekleştireceklerini bildirdi.
Trump’ın tarife uygulamaları ve Çin’den gelen misillemelerin küresel büyüme üzerinde baskı oluşturacağına dair düşünceler ve petrol arzının artacağına dair haber akışları, petrol fiyatlarının Nisan 2021’den bu yana ilk kez 63,85 dolara kadar inmesine sebep oldu.
Öte yandan, Goldman Sachs, OPEC+’ın arz artırımı ve küresel ticaret savaşının resesyona yol açma tehlikesi nedeniyle, Brent petrol için 2024 yılına ait ortalama fiyat tahminini %5,5 oranında düşürerek varil başına 69 dolar seviyesine çekti. 2026 için ise bu tahmin %9 oranında düşüşle 62 dolara revize edildi.
Geçtiğimiz hafta Brent petrolün varil fiyatı %9,2 azalırken, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gaz fiyatı da %6,1 değer kaybı yaşadı.
Çin, Misillemeler Sonrası Brezilya’ya Yöneliyor
Tarım emtia fiyatları, hafta boyunca açıklanan tarifeler ve misillemelerin etkisiyle dalgalandı. Çin, mart ayı itibarıyla tarım ürünlerine getirdiği %10-15’lik tarifelerin yanına, ABD’den yapılan tüm ithalatlara %34 oranında ek vergi uygulamaya başlayarak emtia piyasalarında baskı oluşturdu. Bu durum, özellikle soya fasulyesi pazarında ABD’nin rekabet gücünü zayıflattı ve Çinli alıcıların yönelimlerini Brezilya’ya kaydırdı.
Analistler, ABD’nin mısır, soya ve buğday ihracatında tarihinin en zayıf dönemlerinden birini yaşadığını belirtirken, yeni yaptırımların devreye girmesi durumunda Ukrayna’nın mısır ihracatının ABD ürünlerinin yerini alacağına dikkat çekti.
Bu gelişmeler doğrultusunda, geçen hafta Chicago Ticaret Borsası’nda soya fasulyesi fiyatı %4,5, pirinç %3,3 düşerken, buğdayda %0,3, mısırda ise %1,6 artış kaydedildi.
Tarifeler ayrıca kakao ve kahve fiyatları üzerinde de etkili oldu. Donald Trump’ın uyguladığı tarifelerin, ABD’deki talebi etkileyebileceği yorumları yapıldı. ABD, dünyadaki en büyük çikolata ve kahve tüketicisi olmasının yanı sıra, önemli bir şeker ithalatçısı da olarak fiyatları etkileyebilir.
Bu çerçevede, Intercontinental Exchange’de libre bazında şeker fiyatları %0,2, kahve fiyatları %3,2 ve pamuk fiyatları %5,3 düşüş gösterirken, kakao ton başına arz endişeleriyle %5,7 değer artışı yaşadı.

“`
More Stories
Enflasyonun emekçiye faturası ağır: 3 ayda 134 milyar TL kayıp!
Gelir beyannamesi için bugün son gün
Borsa günün ilk yarısı