Piyasada seçim öncesi yoğun olarak hissedilen “kur yükselecek” beklentileri, son günlerde çözülmeye başladı. Şirketlerin döviz satışlarının artmasıyla birlikte, hane halklarının da ellerindeki dövizi bozdurarak Türk Lirası’na yönelmesi dikkat çekiyor.
Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, bu durumu değerlendirerek, “Bu hareketin temeli, 500 baz puanlık faiz artışı ile atıldı. Seçim sonrasında ise ekonomi politikalarının devam edeceği vurguları, piyasalardaki normalleşmeyi destekliyor” dedi.
Doların 5 Nisan itibarıyla 31,96 TL seviyelerinde işlem görmesi, piyasalarda stabilizasyonun işaretlerini veriyor. Döviz bürolarında da doların 31,75 – 31,97 aralığında alınıp satıldığı görülüyor. Bu durum, seçim sonrasında piyasadaki belirsizliğin azaldığını ve normalleşme sürecinin başladığını gösteriyor. Öte yandan, Euro’nun 1 Nisan itibarıyla 34,64 TL’den işlem görmesi de dikkat çekiyor.
EKONOMİK BEKLENTİLER: DOLARDA AŞAĞI YÖNLÜ HAREKET BEKLENTİSİ
Gizem Öztok Altınsaç, yeni not artışları ve yabancı sermaye girişinin artacağı beklentilerle birlikte piyasalardaki görünümün pozitife döndüğünü belirtti. “Seçim belirsizliği sona erdi ve TL üzerindeki baskı kısmen azaldı. Yabancı yatırımcılar da TL’ye geçiş yapıyor. Merkez Bankası’nın rezerv birikimi için alıcı olarak hareket etmesi bekleniyor ancak TL’nin aşırı değerlenmesine izin verilmeyecektir” şeklinde konuştu. Öztok Altınsaç’a göre, yıl sonu dolar beklentilerinde aşağı yönlü revizeler olabilir.
PARA PİYASALARINDAKİ VERİLER: DÖVİZ ÇÖZÜLMEYE BAŞLADI
Son açıklanan verilere göre, seçimler öncesindeki haftada para piyasalarında dikkate değer değişimler yaşandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın toplam rezervlerinin gerileyerek 123 milyar 126 milyon dolara düştüğü görülüyor. Yerli yatırımcıların toplam döviz mevduatında da azalma yaşandığı belirtiliyor. Kur Korumalı Mevduatlar’dan çıkışlar da gözlemlenirken, faiz oranlarında da artışlar kaydedildi.
FAİZ ARTIŞLARI VE EKONOMİK ETKİLERİ: ENFLASYON VE İŞLETMELER
Sıkı para politikasının faiz oranlarını yükseltmesi, ekonomik faaliyetleri etkiliyor. Özellikle finansman ihtiyacını kredi kullanarak karşılayan KOBİ’lerin bu dönemde zorlanabileceği ifade ediliyor. Bankaların ve şirketlerin kasa yönetimlerine daha fazla önem vermesi gerektiği vurgulanırken, faiz yükselişinin enflasyonu kontrol altına alması gerektiği belirtiliyor. Ancak şu anki sıkı para politikasının enflasyona tam olarak yansımadığı gözlemleniyor. Yabancı sermaye girişlerinin artmasıyla birlikte ekonomide denge beklentisi güçleniyor.
